EĞLENCENİN TEK ADRESİ
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

EĞLENCENİN TEK ADRESİ

Bir bilgi ile sınırlı değil
 
AnasayfaGaleriLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Kurtuluş Savaşı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 139
Kayıt tarihi : 10/09/08
Yaş : 38

Kurtuluş Savaşı Empty
MesajKonu: Kurtuluş Savaşı   Kurtuluş Savaşı Icon_minitimePtsi Eyl. 15, 2008 8:51 pm

KURTULUŞ SAVAŞI

KUVAYI MİLLİYE HAREKETİ
Düşman işgalleri karşisinda yurdun çeşitli yörelerinde ortaya çikan milli direniş teşkilatlarina Kuvayı Milliye denir.İlk direnişler, güney cephesinde Fransızlara karşı başlamıştır.Kuvayı Milliye, teşkilat olarak batıda Yunan işgallerine karşı ortaya çıkmıştır.
İstanbul Hükümeti'nin işgaller karşısındaki çaresizliği, Mondros Ateşkes Antlaşması ile orduların dağıtılması Kuvayı Milliye'nin ortaya çıkmasına neden olan etkenlerdir.
1919'un Temmuz ve Ağustos aylarında yapılan Balıkesir ve Alaşehir kongrelerinde Kuvayı Milliye'nin insani ve maddi yönden desteklenerek ortak bir cephe oluşturulması kararlaştırıldı ve böylece Batı Cephesi meydana geldi.
Sivas Kongresi'nden sonra Ali Fuat Paşa ,düzenli ordularin oluşturulmasindan sonra da Ismet Paşa Bati Cephesi komutanligina getirilmişlerdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsaneciler.yetkinforum.com
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 139
Kayıt tarihi : 10/09/08
Yaş : 38

Kurtuluş Savaşı Empty
MesajKonu: Geri: Kurtuluş Savaşı   Kurtuluş Savaşı Icon_minitimePtsi Eyl. 15, 2008 8:51 pm

MUSTAFA KEMAL'İN SAMSUN'A ÇIKIŞI (19 Mayıs 1919)
I.Dünya Savaşi'nda Suriye'de görev yapan Mustafa Kemal , Mondros Ateşkes Antlaşmasi sonrasi Istanbul'a geldi.Istanbul'dan vatanin kurtuluşunu mümkün görmeyen Mustafa Kemal Anadolu'ya geçmeye karar verdi.
Samsun ve çevresinde Türkler ile Rumlar arasındaki çatışmaları önlemek isteyen İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal'i 9.Ordu Müfettişi olarak görevlendirdi.
Mustafa Kemal,Doğu Anadolu'da sivil ve askeri kurumlara emretme yetkisini de alarak 16 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a hareket etti.
Asıl amacı milli mücadeleyi başlatmak ve organize etmek olan Mustafa Kemal arkadaşlarıyla birlikte 19 Mayıs 1919 tarihinde Samsun'a ayak bastı.
Bu tarih ,Kurtuluş Savaşi'nin başlangiç tarihi olarak kabul edilir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsaneciler.yetkinforum.com
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 139
Kayıt tarihi : 10/09/08
Yaş : 38

Kurtuluş Savaşı Empty
MesajKonu: Geri: Kurtuluş Savaşı   Kurtuluş Savaşı Icon_minitimePtsi Eyl. 15, 2008 8:51 pm

HAVZA BİLDİRİSİ (28 Mayıs 1919)
M.Kemal,milli bilincin uyandırılması amacıyla yayınladığı bildiriyle,bütün yurtta işgallerin protesto edilmesini ve mitingler tertiplenmesini istedi.

AMASYA GENELGESİ (22 Haziran 1919)
M.Kemal ile Rauf Paşa,Ali Fuat Paşa ve Kazim Karabekir haberleşerek ortak bir genelge yayinladilar.
Bu genelgenin maddeleri şunlardir:
a-Vatanın bütünlüğü ve milletin istiklali tehlikededir.
b-İstanbul Hükümeti üzerine düşen vazifeyi yerine getirememektedir.
c-Milletin istiklalini ,milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
d-Vatanın her türlü etki ve denetimden uzak bir bölgesinde (Sivas'ta) milli bir kurul toplanmalıdır.
e-Her ilden milletin güvenini kazanmış üç kişi seçilerek acele ve gizli olarak bu kurula gönderilmelidir.

*ÖNEMİ:
1-Kurtuluş Savaşi'nin sebebini ve yöntemini açiklar.
2-Kurtuluş Savaşi'nin resmen ilanidir.
3-Milli egemenlik yolunda ilk adımdır.
*NOT:Yetkilerini aştigi gerekçesiyle Istanbul'a geri çagirilan Mustafa Kemal,dönmeyince görevinden alindi.M.Kemal, hem görevinden, hem de askerlikten istifa ettigini bildirdi.(7-8 Temmuz 1919)
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsaneciler.yetkinforum.com
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 139
Kayıt tarihi : 10/09/08
Yaş : 38

Kurtuluş Savaşı Empty
MesajKonu: Geri: Kurtuluş Savaşı   Kurtuluş Savaşı Icon_minitimePtsi Eyl. 15, 2008 8:51 pm

ERZURUM KONGRESİ (23 Temmuz 1919)
Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından Ermenilere karşı düzenlenen bu kongreye Mustafa Kemal de katılmış ve başkan olarak seçilmiştir.
Kongrede alınan kararlar şunlardır:
1-Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür bölünemez.
2-Vatanın bağımsızlığını İstanbul Hükümeti sağlayamazsa geçici bir hükümet kurulacaktır.
3-Manda ve himaye kabul edilemez.
4-Milli iradeyi hakim, Kuvayı Milliye'yi etken kılmak esastır.
5-Azınlıklara, milli bütünlüğü ve egemenliği zedeleyici ayrıcalıklar verilemez.
6-Meclisin toplanmasına çalışılacaktır.
*NOT:Kongre sonunda "Temsil Heyeti" seçilmiş ve Mustafa Kemal heyet başkani olmuştur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsaneciler.yetkinforum.com
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 139
Kayıt tarihi : 10/09/08
Yaş : 38

Kurtuluş Savaşı Empty
MesajKonu: Geri: Kurtuluş Savaşı   Kurtuluş Savaşı Icon_minitimePtsi Eyl. 15, 2008 8:52 pm

SİVAS KONGRESİ (4-11 Eylül 1919)
Yurdun her tarafından temsilcilerin katıldığı kongrede, Erzurum Kongresi kararları kabul edilmiştir.Manda meselesi uzun tartışmaların ardından reddedilmiştir.Bütün cemiyetler, "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adıyla birleştirilmiştir.
Temsil Heyeti, sayıca genişletilmiş, yetkileri artırılmış ve başkanlığına yine Mustafa Kemal getirilmiştir.

OSMANLI HÜKÜMETLERİ VE TEMSİL HEYETİ
Anadolu'da, işgallere karşi çikanlar, Mustafa Kemal ve arkadaşlarinin etrafinda bir araya geliyorlardi.Bu ilk tepkiler zamanla yerini direnişe ve mücadeleye birakti.Istanbul Hükümetleri, Anadolu'da işgallere karşi çikma eylemi olarak başlayan ve milli mücadele olarak adlandirilan bu hareketten rahatsiz oldular.Itilaf Devletleri'nin bu direnişe kizacagini ve tüm yurdun da elden gidecegini savunan Istanbul Hükümetleri, işgalci devletlerin baskilariyla mili mücadeleyi baltalamaya çalişmişlardir.Bu hükümetlerden en fazla milli mücadele karşitligi yapan, Damat Ferit Paşa Hükümetidir.
Anadolu'da ise Temsil Heyeti, milli bir hükümet gibi, T.B.M.M. açılana kadar görevini yapmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsaneciler.yetkinforum.com
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 139
Kayıt tarihi : 10/09/08
Yaş : 38

Kurtuluş Savaşı Empty
MesajKonu: Geri: Kurtuluş Savaşı   Kurtuluş Savaşı Icon_minitimePtsi Eyl. 15, 2008 8:52 pm

AMASYA GÖRÜŞMELERI (22 Ekim 1919)
Ali Rıza Paşa Hükümeti'nin temsilcisi, Bahriye Nazırı Salih Paşa ile Mustafa Kemal arasında Amasya'da yapılmıştır.Aşağıdaki şu konularda bir anlaşma sağlanmıştır:
1.Türk vatanının bütünlüğünün ve bağımsızlığının korunması.
2.Müslüman olmayan azınlıklara devletin birliğini bozacak ayrıcalıklar tanınmaması.
3.Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin İstanbul Hükümeti'nce tanınması.
4.Mebuslar Meclisi'nin Anadolu'da, güvenli bir yerde toplanması.
5.İtilaf Devletleri'yle Osmanlı Devleti'nin barış amacıyla yapacağı konferansa Temsil Heyeti'nce de uygun görülecek kişilerin gönderilmesi.



İstanbul Hükümeti, anlaşma maddelerini benimsediği halde, meclisin Anadolu'da toplanmasını kabul etmedi.
*ÖNEMİ:İstanbul Hükümeti görüşmelere katılmakla Temsil Heyeti'nin varlığını tanımış oldu.

TEMSİL HEYETİ'NİN ANKARA'YA GELİŞİ (27 Aralık 1919)
Mustafa Kemal ve Temsil Heyeti, yakın bir tarihte toplanacak olan Osmanlı Mebuslar Meclisi'nin çalışmalarını yakından takip edebilmek amacıyla Ankara'ya geldiler.Coğrafi konumu, ulaşım ve haberleşme kolaylığı ile Batı Cephesi'ne yakın oluşu nedeniyle Ankara merkez olarak kabul edilmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsaneciler.yetkinforum.com
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 139
Kayıt tarihi : 10/09/08
Yaş : 38

Kurtuluş Savaşı Empty
MesajKonu: Geri: Kurtuluş Savaşı   Kurtuluş Savaşı Icon_minitimePtsi Eyl. 15, 2008 8:52 pm

SON OSMANLI MEB'USAN MECLİSİ VE MİSAK-I MİLLİ
Mustafa Kemal İstanbul'un işgal altında olması nedeniyle buradaki meclisin rahat çalışamayacağını, sıhhatli kararlar alamayacağını, alınsa bile uygulanamayacağını söylemiştir.
Başşehrin Istanbul olmasi, padişahin varligi ve anayasa geregi meclis,12 Ocak 1920'de Istanbul'da toplandi.
Kendisi İstanbul'a gidemeyen Mustafa Kemal, meclis başkanı seçilmek ve Müdafaai Hukuk Grubu kurulmasını istediyse de bu mümkün olmadı.Osmanlı meb'usları, kendi aralarında Felah-ı Vatan Grubu'nu oluşturdular.Bu grup, Misak-ı Milli adlı bir bildiri yayınla¤¤¤¤¤ bunu meclista ilan ettiler.

MİSAK-I MİLLİ KARARLARI
1-Türklerin çoğunlukta olduğu yerler Türk vatanıdır.
2-Halkının çoğunluğu Arap olan ülkelerde ve vatandan koparılmak istenen Batı Trakya ve Doğu Anadolu'da kaderini tayin için halk oylaması yapılmalıdır.
3-Kapitülasyonlar kaldırılmalıdır.
4-Azınlıklara, dışarıdaki Türklere verilen haklar kadar hak verilebilir.
5-Güvenliği sağlanmak şartıyla boğazlar dünya ticaretine açılabilir.

*ÖNEMİ:Misak-ı Milli, milli mücadelenin hedefini, vatanın sınırlarını ve bağımsızlık esaslarını benimseyip gerçekleştirmeye çalışmıştır.

İSTANBUL'UN İŞGALİ (16 Mart 1920)
Meclisin kendi yararlarına karar alacağını uman İtilaf Devletleri, Misak-ı Milli kararlarının geri alınması için önce Ali Rıza Paşa, sonra da Salih Paşa hükümetlerine baskı yaptılar.
Bir sonuç alamayınca İstanbul'u resmen işgal ettiler, meclisi basarak, kimi milletvekillerini Malta'ya sürdüler.
*ÖNEMİ:
1.İstanbul'un işgali Mustafa Kemal'in haklılığını ortaya çıkardı.Kaçabilen bir çok mebus, aydın komutan ve gazeteci Anadolu'ya geçti.
2.T.B.M.M.'nin açılması için ortam oluştu.
3.M.Kemal, işgali protesto ederek yeni seçimlerin yapilmasini istedi.

T.B.M.M.'NİN AÇILIŞI (23 Nisan 1920)
Yeni seçimlere gidildi.Meclis, yeni seçilenler ve Osmanlı meclisinden kaçabilenlerin katılmasıyla Ankara'da toplandı.T.B.M.M. Türk milletini temsil ettiğini ve kendi üstünde güç kabul etmediğini tüm dünyaya ilan etti.




T.B.M.M.'YE KARŞI AYAKLANMALAR
T.B.M.M. 'ye karşi başgösteren ayaklanmalar dört grupta degerlendirilebilir.
1.İngilizlerin desteğiyle İstanbul hükümetince çıkarılan ayaklanmalar: Kuvayı İnzibatiye (Halifelik Ordusu), Anzavur Ayaklanması.
2.İstanbul hükümetinin desteklediği ayaklanmalar: Bolu, Düzce, Hendek, Afyon, Adapazarı, Konya, Yozgat ve Milli Aşireti ayaklanmaları.
3.Kuvayı Milliye yanlısı olup sonradan ayaklananlar: Ethem Bey, Demirci Mehmet Efe, Yörük Ali Efe.
4.Azınlık ayaklanmaları: Adana'da Ermeniler, Karadeniz'in doğusunda Rumlar, işgalci devletlerin yardımıyla kendi devletlerini kurmak için ayaklandılar.
*NOT:Kışkırtma ile çıkan ayaklanmalarda din istismarı yapılmış, Kuvayı Milliye liderleri ise şahsi hırsları yüzünden ayaklanmışlardır.




AYAKLANMALARA KARŞI T.B.M.M.'NIN ALDIGI TEDBIRLER
1.İstanbul'daki Şeyhülislam Dürrizade'nin fetvasına karşı Ankara müftüsü Rıfat Börekçi'den milli mücadelenin desteklenmesi yönünde fetva alındı.
2.Hıyanet-i Vataniye Kanunu çıkarıldı.
3.İstiklal Mahkemeleri kuruldu.
4.İstanbul'la tüm ilişkiler kesildi.

AYAKLANMALARIN SONUÇLARI
1.İşgallerden kurtuluşun gecikmesine neden oldu.
2.Kardeş kani döküldü.
3.Düşman ilerleyişine firsat taninmiş oldu.
4.T.B.M.M. işgalleri bastirarak otoritesini kabul ettirdi.

SEVR ANTLAŞMASI (10 Ağustos 1920)
Osmanlı Devleti'nin İtilaf Devletleri'yle imzalamış olduğu son antlaşmadır.İtilaf Devletleri, kendi aralarındaki anlaşmazlıklar ve Türk Milletinin direnişi sebebiyle, diğer İttifak Devletleri'nden sonra Türklerle anlaşma yapmak zorunda kalmışlardır.Antlaşma, Saltanat Şurası'nda görüşülmüş ve Damat Ferit Paşa hükümeti tarafından imzalanmıştır.

ANTLAŞMA ŞARTLARI
1.Osmanlı ülkesi, İstanbul ile Anadolu'nun küçük bir bölümünden ibaret olarak kalacaktı.Osmanlı Devleti, eğer azınlıkların haklarını gözetmezse İstanbul da elinden alınacaktı.
2.Boğazlar tüm devletlere açık bulundurulacak ve uluslararası bir komisyon tarafından idare edilecekti.
3.Doğu Anadolu'da iki yeni devlet kurulacaktı (Ermenistan ve Kürdistan).
4.İzmir ve çevresi ile Batı Trakya; Yunanistan'a,
5.Antalya ve Konya yöreleri ile İç Batı Anadolu; İtalya'ya,
6.Suriye,Adana,Malatya ve Sivas çevreleri; Fransa'ya,
7.Irak ve Arabistan İngiltere'ye verilecekti.
8.Askerlik zorunlu olmayacak,asker sayısı azaltılacak ve orduda ağır silahlar bulundurulmayacaktı.
9.Azınlıklara geniş haklar verilecek ve kapitülasyonlardan bütün devletler yararlanacaklardı.


T.B.M.M.'NİN ANTLAŞMAYA TEPKİSİ
1.T.B.M.M. antlaşmayi tanimadigini bildirdi.
2.Antlaşmayi imzalayanlari vatan haini ilan etti.
DÜZENLİ ORDULARIN KURULMASI
Kuruluş Sebepleri:
1.Kuvayı Milliye birlikleri her ne kadar Yunan orduları ile mücadele etse de, kesin zaferler elde ederek başarılı olamadı.
2.Kuvayı Milliye birlikleri eğitimsiz ve disiplinsizdi.İhtiyaçlarını halkta zorla alma yoluna gitmiş ve halkın tepkisini çekmeye başlamıştı.
3.Zafer, her yönden iyi donanımlı bir orduyla elde edilebilirdi.
T.B.M.M.'nin açılışının ardından düzenli orduya geçiş süreci hızlandı.Haziran 1920'de Batı ve Doğu Cepesi Komutanlıkları kuruldu.Kuvayı Milliye birlikleri de bu ordulara bağlandı.Düzenli orduya katılmak istemeyen bazı Kuvayı Milliye yanlıları da ayaklandılar.Yunanlılara karşı başarılar elde ederek takdir toplayan Ethem Bey (Çerkez Etem), üzerine gelen düzenli ordu birliklerine direnmeden Yunanlılara sığındı.
SAVAŞ DÖNEMI
Kurtuluş Savaşi'nda Türk Ordusu, üç cephede savaşti.
Doğu Cephesi'nde Ermenilerle, Güney Cephesi'nde Fransızlarla, Batı Cephesi'nde ise Yunanlılarla mücadele edildi.
A) DOĞU CEPHESİ ve ERMENİ SORUNU
Ermeniler, yüzlerce yıl Türk hakimiyeti altında çok rahat bir hayat sürdürüyorlardı.Rusya, Fransa ve İngiltere'nin kışkırtmaları sonucu ayaklanmalar başladı.1878 Berlin Antlaşması'na Ermenilerle ilgili maddeler konulunca Ermeni sorunu uluslararası bir sorun haline geldi.
I.Dünya Savaşi'nda Ermeniler, Ruslarla birlikte hareket ederek Türk köylerine baskinlar düzenlediler ve bir çok yerde toplu katliamlar yaptilar.Bu nedenle Osmanli Devleti, Türk ordusunu arkadan vuran ve bir çok masum insani acimasizca öldüren Ermenileri, o zamanlar ülke sinirlari içerisinde bulunan Suriye'ye göç ettirdi.(1915/ErmeniTehciri)
I.Dünya Savaşi'nin bitiminde Kafkasya'nin güneyinde, başkenti Erivan olan bir Ermeni Devleti kurdular.Sinirlarini Dogu Anadolu'da da genişletmek amaciyla Türk topraklarina saldirdilar.
Kazım Karabekir Paşa'nın Doğu Cephesi Komutanı olmasının ardından Ermeniler kısa sürede Doğu Anadolu'dan çıkarıldılar.Ermenilerin isteğiyle, 2 Aralık 1920'de Gümrü Antlaşmasi imzalandı. Ermeniler Doğu Anadolu ile ilgili iddialarından vazgeçerek Kars'ı Türkiye'ye bıraktılar.
*ÖNEMİ:T.B.M..M'nin imzaladığı ilk antlaşmadır.Uluslararası alanda kazanılmış ilk siyasi başarıdır.
B) GÜNEY CEPHESİ
Fransızlar ve onların destekledikleri Ermeniler, bölgede halka zulmetmeye başlayınca ilk direnişler patlak verdi.Kuvayı Milliye birliklerinin oluşturulmasının ardından yöre halkı, Fransızları önce Maraş'tan (12 Şubat 1920), sonra da Urfa'dan (11 Nisan 1920) kovdu.Maraş'ta Sütçü İmam, Antep'te ise Şahin Bey direnişin önder ve sembol kahramanlari oldu.Antep bir yil savunmadan sonra teslim olmak zorunda kaldi.(9 Şubat 1921)
Sakarya Zaferi'nin kazanlmasından sonra Türk topraklarının işgal edilemeyeceğini anlayan Fransa çekilmek zorunda kaldı.
C) BATI CEPHESİ
İngilizler, gizli anlaşmalarla Batı Anadolu'yu İtalya'ya vaad etmişlerdi.Ancak, Paris Konferan- sı'nda bu topraklar, Yunanlılara verildi.Çünkü, İngiltere, Batı Anadolu'da güçlü bir İtalya görmek istemiyordu.
Yunanlılar, Son Osmanlı Mebusan Meclisi'nin Misak-ı Milli'yi yayınlamasının ardından Sevri Türkler'e zorla kabul ettirmek için Batı Anadolu'da ilerlemeye başladılar.Yunanlıların İzmir'i işgali üzerine ilk olarak Kuvayı Milliye birlikleri, daha sonra da düzenli ordu birlikleri mücadeleye giriştiler.Milli mücadelenin kaderini belirleyen şiddetli savaşlar bu cephede yapıldı.

I.İnönü Muharebesi (6-10 Ocak 1921)
T.B.M.M.'nin kurduğu düzenli ordu birliklerinin ilk zaferidir.Yunanlılar, ilerledikleri Batı Anadolu'dan geri çekilmek zorunda kaldılar.Savaştan sonra Ethem Bey ( Çerkez Etem) birlikleri de dağıtıldı.
Savaştaki başarisi nedeniyle , Türk milletinin T.B.M.M.'ye olan güveni artti.Yunanlilarin bozguna ugramalari Itilaf Devletleri'ni, şaşkina çevirmiş ve durumun görüşülmesi için Londra'da bir konferans düzenlenmiştir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsaneciler.yetkinforum.com
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 139
Kayıt tarihi : 10/09/08
Yaş : 38

Kurtuluş Savaşı Empty
MesajKonu: Geri: Kurtuluş Savaşı   Kurtuluş Savaşı Icon_minitimePtsi Eyl. 15, 2008 8:53 pm

Londra Konferansı (21 Şubat-12 Mart 1921)
Sevr Antlaşmasi'ni biraz hafifleterek kabul ettirmek isteyen Itilaf Devletleri'nin istegiyle yapildi.Itilaf Devletleri, Istanbul Hükümetinin yani sira, T.B.M.M. Hükümeti de konferansa davet edildi.
Konferansta, İstanbul Hükümeti temsilcisi Tevfik Paşa; "Söz, milletin gerçek temsilcilerinindir." diyerek sözü T.B.M.M. temsilcisi Bekir Sami Beye bıraktı.
Bekir Sami Bey, Misak-ı Milli'yi dile getirdi.Bağımsızlıktan asla vazgeçilmeyeceğini ifade etti.Sonuçta taraflar arasında bir anlaşma sağlanamadı.
ÖNEMİ:
1.T.B.M.M. İtilaf Devletleri'nce resmen tanınmış oldu.
2.Misak- Milli'yi tanıtma fırsatı doğdu.
3.Bağımsızlık için savaştan başka bir yolun olmadığı görüldü.

Ankara Antlaşmasi (1 Mart 1921)
T.B.M.M.Hükümetini ilk tanıyan ülke Afganistan olmuştur.
Afganistan ile siyasi, ekonomik, askeri ve kültürel ilişkileri geliştirmeyi amaçlar..
LONDRA KONFERANSI (23 ŞUBAT – 12 MART 1921)
İngiltere, Ankara Hükümetini doğrudan konferansa çağırmak istemedi. Bir temsilcinin Osmanlı Heyeti içinde bulunmasını istiyordu. Bu durum Mustafa Kemal tarafından kabul edilmeyince İtalya’nın devreye girmesiyle Ankara Hükümeti de doğrudan konferansa çağırıldı.
Konferansta İtilaf Devletlerinin önümüze getirdikleri Sevr Antlaşmasının aynısı bir belgeydi. Bu yüzden konferansta herhangi bir anlaşmaya varılamadı.
Önemi : TBMM Hükümeti , İtilaf Devletleri tarafından hukuksal olarak tanındı.


RUSLARLA İLİŞKİLER VE MOSKOVA ANTLAŞMASI ( 16 MART 1921)
Rusya 1917 yılında çıkan ihtilal sonucunda I. Dünya Savaşından çekilmişti. Ancak İtilaf Devletleri bunu kabul etmeyerek yeni yönetimi yıkmak isteyen eski düzen yanlılarını desteklediler. Böylece İtilaf Devletleri Sovyet Rusya’nın düşmanı durumuna geldiler.
Anadolu’nun parçalanması , boğazların bütün devletlere açılması Rusların işine gelmiyordu. Bundan dolayı Ruslar, Anadolu’daki Kurtuluş Hareketini desteklediler.
Haziran 1920’ de Misak-ı Milli’yi tanıyan Rusya, 16 Mart 1921’ de Ankara Hükümeti ile Moskova Antlaşmasını imzaladı. Böylece Doğu sınırımız kesin biçimini aldı. Bu antlaşma ile ilk defa büyük bir devlet TBMM’ni tanımış oldu.


d-) İkinci İnönü Muharebesi ( 23 – 31 Mart 1921 )
Londra Konferansındaki barış önerileri T.B.M.M. tarafından kabul edilmeyince İngiltere’nin desteğiyle Yunanlılar, 23 Mart’tan itibaren kuzeyden Eskişehir , güneyden de Afyon üzerine saldırıya geçtiler. İki taraf arasında yapılan savaşı İsmet Paşa komutasındaki Türk ordusu kazandı.
Bu savaşın kazanılmasından sonra İtalya , Anadolu’dan çekilmiştir.
e-) Eskişehir – Kütahya Muharebeleri ( 10 – 25 Temmuz 1921)
Yunanlılar , Türk ordusunun taarruz gücüne ulaşmadan yok edilmesi için yeni bir saldırı hareketine giriştiler. Yunanlılar İnönü , Eskişehir , Afyon ve Kütahya üzerinden saldırıya geçtiler.
Yapılan Eskişehir – Kütahya muharebelerini ordumuz kaybetti. Daha fazla kayıp vermemek için ordumuz, Mustafa Kemal’in emriyle Sakarya Irmağı’nın doğusuna çekildi.
f-) Ordunun Sakarya’nın Doğusuna Çekilmesi. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Tepkileri, Mustafa Kemal’in Başkumandan Seçilmesi
Eskişehir – Kütahya savaşları sonucunda, Eskişehir , Afyon ve Kütahya elimizden çıkmıştı. Bu olay İnönü Savaşlarının doğurduğu iyimser havayı yok etmişti. Merkezin Ankara’dan Kayseri’ye taşınmasını isteyenler bile ortaya çıkmıştı.
Düşmanın yenilebilmesi için çabuk karar verilmesi ve bu kararların hemen uygulamaya konması gerekiyordu. Bu yüzden Mustafa Kemal , Başkumandan seçilerek kendisine üç ay süreliğine meclisin yetkileri verildi.
Mustafa Kemal, meclisin yetkilerini aldıktan sonra ordunun ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla 7 – 8 Ağustos 1921 tarihlerinde Tekalif-i Milliye Emirlerini yayınladı
Bu emirler şunlardır:
1-)Her ilçede bir tekalif-i milliye komisyonu kurulacaktı.
2-)Her aile birer takım çamaşır , bir çift çorap ve çarık verecekti.
3-)Tüccarın ve halkın elinde bulunan her türlü giyim ve besin maddelerinin yüzde kırkına bedeli sonradan ödenmek üzere el konulacaktı.
4-)Halk elinde kalan taşıma araçlarıyla her ay yüz kilometrelik askerî ulaşım yapacaktı.
5-)Gerekli görülen bütün sahipsiz mallara el konulacaktı.
6-)Halktaki tüm silah ve cephane üç gün içinde teslim edilecekti.
7-)Bütün teknik araç ve gereçlerle taşıt ve binek hayvanlarının da %40’ına el konulacaktı.
Çıkabilecek her zorluğu da yerinde ortadan kaldırabilmek amacıyla çeşitli yerlere İstiklal Mahkemeleri gönderildi.
SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ VE SONUÇLARI
SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ ( 23 Ağustos – 12 Eylül 1921 )
Yunanlılar , 14 Ağustos 1921’de yeniden ilerlemeye başladılar. Sakarya ırmağını birkaç yerinden geçip Türk kuvvetleriyle 22 Ağustos gününden itibaren temasa geldiler.
Başkomutan’ın buyruğundaki Genel Kurmay Başkanı Fevzi (Çakmak) ile Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşanın yönetimindeki Türk Ordusu, düşman saldırılarını önledi.
10 Eylül 1921 günü Türk karşı taarruzları başladı. Yunan ordusu bu taarruz karşısında yenildi. Böylece Sakarya’nın doğusu düşmandan temizlendi.
Bu zaferle düşmanın saldırı gücü tükenmiş, Türk topraklarını ele geçirme istek ve umudu kalmamıştır. Buna karşılık Türklerin düşmanı yurttan atma gücü bir kat daha artmıştır.
Bu zafer sonrasında Mustafa Kemal Paşa’ya 19 Eylül 1921 tarihinde Mareşal rütbesi ile Gazi unvânı verildi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsaneciler.yetkinforum.com
Admin
Admin
Admin


Mesaj Sayısı : 139
Kayıt tarihi : 10/09/08
Yaş : 38

Kurtuluş Savaşı Empty
MesajKonu: Geri: Kurtuluş Savaşı   Kurtuluş Savaşı Icon_minitimePtsi Eyl. 15, 2008 8:53 pm

KARS ANTLAŞMASI ( 13 EKİM 1921)
Sakarya Zaferi sonrasında TBMM, Rusya’ya bağlı Ermenistan, Gürcistan , Azerbaycan ile 13 Ekim 1921 tarihinde Kars Antlaşmasını imzaladı. Bu antlaşma ile Doğu sınırımız kesin biçimini aldı.

FRANSA İLE İLİŞKİLER VE ANKARA ANTLAŞMASI (20 EKİM 1921)
Sakarya Zaferinin kazanılmasından sonra TBMM Hükümeti ile Fransa Ankara Antlaşmasını imzaladı.
Bu antlaşma ile;
a- Fransa Türk Devleti’ni tanımış oldu.
b- İskenderun ve Hatay dışında Suriye sınırımız çizildi.

BÜYÜK TAARRUZ VE SONUÇLARI
Başkomutan Mustafa Kemal ve TBMM Hükümeti düşmana kesin darbeyi indirmek için orduyu hazırlamaya başladılar. Yapılan hazırlıklar şunlardır:
a- Doğu ve Güney Cephesindeki birlikler Batı Cephesine kaydırıldı.
b- Dışardan mümkün olduğu kadar malzeme alındı.
c- Taarruz eğitimine önem verildi.
6 Ağustos 1922’de orduya taarruz için hazırlanması emri gizli olarak verildi.
26 Ağustos sabahı taarruz planı uygulamaya konularak 29 Ağustos gününe kadar sürdü.Yunanlılar, Dumlupınar kuzeyinde Aslıhanlar bölgesine sürüldü. 30 Ağustos sabahı yapılan Başkumandanlık Meydan Muharebesi ile Yunan ordusu yenilgiye uğratıldı. Türk kuvvetleri 2 Eylül’de Uşak’a girdiler. 9 Eylül’de İzmir kurtarıldı. 18 Eylül’de ise Batı Anadolu’da hiçbir Yunan ordusu kalmadı.

MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI
İngilizler, Fransızların ve İtalyanların baskıları sonucunda TBMM Hükümeti ile Ateşkes Anlaşması imzalamayı kabul etti.
3 Ekim 1922 günü Mudanya’da ateşkes görüşmeleri başladı. 11 Ekim 1922’de Ateşkes Antlaşması imzalandı. Ateşkes’e göre;
a- 14/15 Ekim gecesinden başla¤¤¤¤¤ silahlı çatışmalar duracaktı.
b- Yunanlılar , Doğu Trakya’yı hemen boşaltacaklardı.
c- Türk Ordusu barış imzalanıncaya kadar Çanakkale’de ve Kocaeli Yarımadası’nda belirtilen çizgide duracaktı.
d- Ancak Doğu Trakya’ya belli miktarda Jandarma Birliği geçirilecekti.
e- İstanbul ve çevresinde Türk yönetimi kurulacak, TBMM Hükümetinin temsilcisi İstanbul’a gelecekti.

Böylece yeni bir çatışmaya girilmeden Doğu Trakya ile İstanbul kurtarılmış oldu.

SALTANATIN KALDIRILMASI
KALDIRILIŞ SEBEPLERİ : 1- 23 Nisan 1920’den itibaren millet egemenliğine dayanan yeni bir devlet kurulmuştu. Artık iyice eskiyen ve yıpranan kişisel saltanatın sürmesi akla aykırı idi.
2- Saltanat Sevr Antlaşmasını imzala¤¤¤¤¤ milletin egemenliğini tanımamıştı.
3- Saltanat düşmanlarla iş birliği yaparak ayaklanmalar çıkarmıştı.
KALDIRILIŞI : Bütün bu sebeplerden dolayı 1 Kasım 1922’de TBMM , oy birliği ile aldığı kararla saltanatı kaldırdı.
LOZAN KONFERANSI VE BARIŞI
Barış görüşmeleri, İsviçre’nin Lozan kentinde başladı. TBMM Kurulunun başında İsmet İNÖNÜ bulunuyordu.
Karşımızda katılan devletler ise şunlardı: İngiltere , Fransa , İtalya , Japonya , Yunanistan , Romanya , Yugoslavya , Sovyet Rusya
Türk Heyetinin kesinlikle taviz vermeyeceği konular şunlardı.
1- Ermenilere asla Anadolu’da toprak verilemez.
2- Kapitülasyonlar kesinlikle kaldırılacaktır.
Konferans 20 Kasım 1922’de başlamış ancak şartlarda anlaşılamaması üzerine 4 Şubat 1923’te kesintiye uğramış, 23 Nisan 1923’te tekrar görüşmeler başlamıştır.
24 Temmuz 1923 günü Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır.
ÖNEMİ : Yeni Türk Devletinin uluslar arası alanda bağımsız , bütün diğer devletlerle eşit olduğu ve Osmanlı Devletinin sona erdiği kabul edilmiştir.
ESASLARI :
1-SINIRLAR :
a-) Suriye Sınırı : Fransızlarla imzalanan Ankara Antlaşması ile belirlenen sınır olarak kabul edilmiştir.
b-) Irak Sınırı : Musul konusunda anlaşma sağlanamadı. Bu konuda İngiltere ile Türkiye kendi aralarında daha sonra anlaşacaklardı.
c-) Batı Sınırı : Doğu Trakya bize verildi. Karaağaç ve Çevresi savaş tazminatı olarak bize verildi.
2-KAPİTÜLASYONLAR : Kapitülasyonlar tamamen kaldırıldı.
3-AZINLIKLAR : Bütün azınlıklar Türk uyrukludur. Batı Trakya’daki Türklerle , İstanbul’daki Türkler dışında Türkiye’deki Rumlar ile Yunanistan’daki Türkler yer değiştirecektir.
4-SAVAŞ TAZMİNATLARI : I. Dünya Savaşı nedeniyle bizden istenen savaş tazminatlarından kurtulduk. Yunanlılar, Karaağaç ve çevresini , Anadolu’da yapmış oldukları tahribatlar nedeniyle bize savaş tazminatı olarak verdiler.
5-DEVLET BORÇLARI : Osmanlı Devleti’nin borçları, Osmanlı’dan ayrılan bütün devletler arasında paylaştırıldı.
6-BOĞAZLAR : Boğazlar bize geri verildi. Ancak geçiş serbest olacak ve geçişi Milletler Cemiyeti denetiminde bir komisyon yapacaktı. Boğazların her iki yakasında da asker bulunduramayacaktık.
Lozan Antlaşması, dünya tarihinin en uzun, yaşayan milletler arası düzenlemelerinden birisi olup halen yürürlüktedir.

İKİNCİ TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ
Mustafa Kemal Paşa , 23 Nisan 1923’te meclisin yıpranması sebebiyle ve yapılacak inkılaplara ortam hazırlamak maksadıyla seçimlerinin tekrar yapılarak meclisin yenilenmesine karar verdi.
9 Ağustos 1923’te yeni Türk Devleti’nin ilk siyasal partisi olan Halk Partisi’ni kurdu. 11 Ağustos 1923’te İkinci Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı.
CUMHURİYETİN İLANI VE MUSTAFA KEMAL’İN CUMHURBAŞKANI SEÇİLMESİ
Doğrudan doğruya millet egemenliğine dayanan , yöneticileri halkın oyu ile seçilen devlet rejimlerine cumhuriyet denir.
29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilmiştir.
İlk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal
İlk Başbakan İsmet İNÖNÜ
İlk TBMM Başkanı Fethi OKYAR’dır.

HALİFELİĞİN KALDIRILMASI
Halife yeryüzündeki bütün Müslümanların dini yönden başkanıdır. Yavuz Sultan Selim’in 1517’de Memlükleri ortadan kaldırması ile Halifelik, Osmanlılara geçmiştir. Ancak zamanla halifelik bu özelliğini kaybetmiştir. Sembolik olmaktan öteye gidememiş ve özellikle I.Dünya Savaşında Arapların İngiltere ile ortak hareket etmeleri Halifeliğin devamının anlamsızlığını ortaya koymuştur.
Halifelik 3 Mart 1924’te kaldırılmıştır.
ÖNEMİ : Laik düzene geçişte büyük bir adım olmuştur.

PARTİLER VE ÇOK PARTİLİ DÖNEME GEÇİŞ DENEMELERİ

CUMHURİYET HALK FIRKASI : Yeni Türk Devletinin ilk siyasal partisidir. 9 Ağustos 1923 yılında Halk Fırkası adıyla kurulmuş olup , cumhuriyetin ilanı ile Cumhuriyet Halk Fırkası adını almıştır.

TERAKKİPERVER CUMHURİYET FIRKASI : Mustafa Kemal’i ve İnkılaplarını çekemeyenler tarafından 17 Kasım 1924’te kurulmuştur. 13 Şubat 1925’te doğuda çıkan Şeyh Sait Ayaklanmasında rolü olduğu gerekçesiyle 5 Haziran 1925 yılında kapatılmıştır.
Şeyh Sait Ayaklanması sonucunda ayrıca Türk ordusunun Musul üzerine düzenleyeceği sefer de gerçekleşmemiştir.
MUSTAFA KEMAL’E SUİKAST GİRİŞİMİ: Mustafa Kemal , 16 Haziran 1926’da İzmir’e gelecekti. ******’e karşı olanlar ve istedikleri makamlara gelemeyenler Gazi’ye bu ziyareti sırasında bir suikast düzenleme girişiminde bulundular. Ancak suikastçileri Yunanistan’ın Sakız Adasına kaçıracak olan motorcunun ihbar etmesi üzerine bu suikast gerçekleşmedi. Suikasttı düzenleyen kişiler yakalanarak yargı önüne çıkarılmışlar ve hak ettikleri cezalara çarptırılmışlardır.
SERBEST CUMHURİYET FIRKASI : Mustafa Kemal’in isteği doğrultusunda , Fethi OKYAR tarafından 12 Ağustos 1930’da kuruldu. Ancak bu fırka da Mustafa Kemal’e karşı olanların sığındığı yuva haline gelince Fethi OKYAR tarafından 17 Kasım 1930’da kapatıldı.
Bu fırkanın kapatılması Menemen Olayının yaşanmasına sebep olmuştur.
İNKILABIN GELİŞİMİ DEVLET VE TOPLUM KURUMLARININ LAİKLEŞMESİ
1- Devlet Düzeni ve Hukuk : Hukuk , insanların birbirleriyle ve devletle olan ilişkilerini düzenleyen kurallardır.
Orta Çağ boyunca bütün devletlerde hukuk kuralları dine dayanıyordu. Batıda Orta Çağın sonlarında itibaren hukuk kuralları dine değil de akla ve bilime dayandırılmaya başlamıştır. Hukuk kurallarının akla ve bilime dayandırılmasına Laiklik denir.
2- Osmanlı Devletinde Hukuk :
Osmanlı Devletinin yönetim ve hukuk esasları dine dayanmaktaydı. Ancak bazı uygulamalar dinden ziyade kişilerin keyfi tutumlarına göre düzenlenmişti. Çoğu uygulama dinde olmadığı halde , dinin emriymiş gibi gösterilmekteydi. Bu yanlış uygulamalar neticesinde hem insanlar zarar görmekte hem de din yanlış anlaşılmaktaydı.
Örnek olarak kadın haklarına baktığımızda şöyle bir uygulamanın olduğunu görmekteyiz. Kadınlar ;
a- İstediklere mesleğe giremezlerdi.
b- Yönetime katılamazlardı.
c- Bir erkek dört kadınla evlenebilirdi.
d- Boşanma hakkı sadece erkeğe tanınmıştı.
e- Kız çocuklar erkeğe göre daha az miras alırlardı.
f- Mahkemelerde iki kadın şahit bir erkek şahit yerine geçerdi.
İsviçre Medenî Kanunu 04.10.1926 yılında TBMM tarafından bazı değişiklikler yapılarak kabul edildi. Bu kanunla aile hayatında kadınla erkek arasında eşitlik sağlanmıştır.

3- Laikliğe Geçişin Aşamaları : Devlet yapısında laikliğe geçişin aşamaları şunlardır:
a- Saltanatın kaldırılması.
b- Halifeliğin kaldırılması.
c- Şeri’ye Vekilliğinin kaldırılarak Diyanet İşleri Başkanlığının kurulması.
d- Tevhid-i Tedrisat Kanununun ilanı.
e- Tekke ve Zaviyelerin kapatılması.
4- Türk Medenî Kanununun Kabulü : Kişilerin hak ve borçları , ailenin kuruluşu , işleyişi , sona ermesi , kira işlemleri , satın alma , ödünç verme gibi konular medeni hukukun konularıdır.
Türk devlet ve hukukunun laikleşmesi için yeni bir medenî kanuna ihtiyaç vardı. Avrupa’da hazırlanan medenî yasaların en sonuncusu olan İsviçre Medenî Kanunu 04.10.1926 yılında TBMM tarafından bazı değişiklikler yapılarak kabul edildi. Bu kanunla aile hayatında kadınla erkek arasında eşitlik sağlanmıştır.
5- Türk Kadınının Siyasal Hakları : Kadınlara , 1930 yılında Belediye seçimlerine , 1933’te Muhtarlık seçimlerine , 1934’te de Milletvekilliği seçimlerine katılma hakları verilmiştir.
Eğitim Alanında İnkılaplar :
Osmanlı Devletinin gerileme sebeplerinin başında , eğitim işlerinin yüzyıllarca ihmal edilmiş olması gelir. Osmanlı Devleti, Avrupa’nın ilim ve teknikte gerçekleştirdiği ilerlemeye ayak uyduramamış ve geri kalmıştır. 18. yüz yıldan sonra eğitim alanında bir takım yeniliklerin yapılması da yetersiz kalmıştır.
Cumhuriyetin ilan edildiği sırada da eğitim iyi seviyede değildi. Ülkede okul sayısı çok azdı.İstanbul’da yetersiz bir üniversiteden başka bilimsel çalışmalar yapacak kurum yoktu. Hiçbir alanda yeterli sayıda uzman yetiştirecek kuruluş bulunmuyordu. Pek çok bilim ve uzmanlık alanı bilinmiyordu.
Eğitim alanında gelişmelere başlangıç olarak 3 Mart 1924 yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu ilan edilerek bütün eğitim kurumları devletin denetimine girmiştir.
Çağını yüz yıllar önce doldurmuş , işe yaramayan bilgiler veren , Türk insanları arasında kültür ikiliği yaratan medreseler de kısa bir süre sonra kaldırılmıştır.
1927 yılında 6184 olan ilkokul , ortaokul ve lise sayısı , 1981 yılında 52.363’e günümüzde ise ........ yükselmiştir.
Osmanlı Devletinde Arap alfabesi kullanılmaktaydı. Ancak Arap Alfabesi, Türkçe’ye uymuyordu. Bu alfabe Türk dilinin yazılmasını , okunmasını , öğrenilmesini zorlaştırıyordu. Yapılan araştırmalar neticesinde Lâtin alfabesinin Türkçe’ye uygun olduğu görüldü. 1 Kasım 1928’de “Türk Harfleri Hakkında Kanun” ile Lâtin alfabesi , Türk harfleri olarak kabul edildi.
Toplumsal Alanda İnkılaplar
Toplumsal alanda ise Mustafa Kemal ****** , kıyafet , soyadı , takvim , saat ve ölçülerde değişiklikler yapmıştır.
Kıyafette değişiklik yaparak Fes’i kaldırarak Şapka giyilmesini sağlamıştır.
Osmanlı toplumunda soyadı yoktu. Bu da günlük yaşamda ve resmi işlerde çeşitli zorluklar yaratıyordu. Toplum hayatındaki bu kargaşa 1934 yılında kabul edilen Soyadı Kanunu ile sona erdi.
Cumhuriyet dönemine gelinceye kadar , gelişmiş ülkelerden ayrı takvim , saat ve ölçüler kullanılıyordu. Takvim olarak Hicrî Takvim , yıl olarak ta Ay yılını kullanıyorduk. Bu durum gelişmiş ülkelerle olan ticarî ve resmi işlerde güçlükler doğuruyordu.
Günlük saat , güneşin batışına göre düzenleniyordu.Yazın ve kışın güneşin battığı saat 12 olarak kabul ediliyordu. Bunun yanı sıra batı saati de kullanılmaktaydı. Bu durum karışıklıkların çıkmasına bir çok işin zamanında ve doğru olarak yapılamamasına sebep oluyordu.
Rakam olarak Arap rakamları kullanılıyordu. Bu bakımdan da gelişmiş ülkelerden ayrılıyorduk.
1925 yılında çıkarılan kanunla takvim ve saat ölçülerindeki karışıklıklar giderildi. Bugünkü kullandığımız Miladî Takvimle değişken olmayan saat ölçüsü kabul edildi.
Bunların yanı sıra 1931 yılında ağırlık ve uzunluk ölçüleri de değiştirilerek arşın ve endaze gibi uzunluk ölçüleri yerine metre , okka olan ağırlık ölçüsü de kilo olarak değiştirildi.
Ekonomik Alanda Gelişmeler
Osmanlı Devletinin ekonomik durumu ilk dönemlerde iyiydi. Ancak 17 . yüzyıldan sonra Osmanlı ekonomisi zayıflamaya başladı. Ekonominin zayıflamasının en önemli sebepleri şunlardı:
1- Avrupa’da meydana gelen teknolojik gelişmelere ayak uydurulamaması.
2- Kapitülasyonların olumsuz etkisi.
3- Uzun süren savaşlar ve toprak kayıpları
XIX.yüzyıl ortalarından itibaren Batılı devletlere borçlanmamız , bizi yarı sömürge durumuna getirdi.Aldığımız borçları verimli alanlara yatıramadık ve ödeyemedik. Bunun üzerine , batılılar , Osmanlı Devleti üzerine tam bir ekonomik denetim kurdular.
Türk Milleti varını yoğunu vererek bağımsızlığını kurtardığı ve yeni bir devlet kurduğu sıralarda ekonomik durum çok bozuktu. Cumhuriyet dönemine kadar tam 10 yıl art arda savaşılmıştı. Eldeki sınırlı kaynaklar eriyip gitmişti. Ayrıca bu uzun savaşlar ekonomik etkinliğin temel öğesi olan insan üzerinde de olumsuz etkiler yapmıştı. İnsan kaynağımız kurumuş , çok az sayıda , özenle yetiştirilen uzmanlar savaşlarda yok olmuştu.
Ülkede sanayi denilecek bir şey yoktu. Tüm yurttaki işçi sayısı 80.000’i zor buluyordu. Bunlarda el sanatçılarıydı. Üretim yapan tek bir fabrika kurulmamıştı. Kumaştan şekere , çimentodan iğneye kadar her türlü ihtiyacımızı dışarıdan sağlamak zorundaydık.
Tarım etkinliği de azalmıştı. Kurtarılan yurt toprakları yakılıp yıkılmıştı. Köylü nüfusu savaşlarda erimişti. Sulama , tohumlama , gübreleme gibi şeyler bilinmiyordu. Köylü ağır vergiler altında ezilmişti. Üretilebilen tarımsal mallar da yol olmadığı için memleket içinde bile dağıtılamıyordu.
Türkler , yüzlerce yıl ekonomik etkinliğin en önemli alanlarından olan ticaretle hiç uğraşmamışlardı. Bu iş özellikle Rum ve Ermeni asıllı Osmanlı vatandaşlarının elindeydi. Bundan sonra ticareti Türklerin yapması gerekiyordu. Bu da zaman isteyen bir işti.
Mustafa Kemal ****** , sağlam bir ekonomiye sahip olmamız için 17 Şubat 1923’te İzmir’de İktisat Kongresini topladı. Kongrede her alanda ekonomik kalkınma için alınması gereken tedbirler görüşüldü ve kararlar alındı.
Tarımsal üretimi arttırmak amacıyla daha önce çiftçiden peşin olarak alınan Aşar Vergisi 1925 yılında kaldırıldı. Ziraat Bankasının kredi imkanları arttırıldı. Tarım Kredi Kooperatifleri kuruldu. Yüksek Ziraat Enstitüsü açıldı. Bilimsel araştırmalar sayesinde hem üretim arttırıldı hem de yeni ürün türleri bulundu.
Ticaretin geliştirilmesi için İş Bankası kuruldu. 1926 yılında çıkarılan Kabotaj Kanunu ile kendi denizlerimizde gemi işletme hakkımızı aldık.
Sanayiinin geliştirilmesi için 1926 yılında Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkarıldı. İlk şeker , kağıt , deri , demir-çelik cam ve ipek fabrikaları kurulmaya başladı.
Bayındırlık ve Ulaştırma Alanında Gelişme
Cumhuriyetin ilanıyla birlikte ülkenin pek çok yerinde okullar , hastaneler , kamu binaları , demiryolları , karayolları , köprü ve limanlar yapılmıştır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://efsaneciler.yetkinforum.com
 
Kurtuluş Savaşı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
EĞLENCENİN TEK ADRESİ :: 
TÜRK VE DÜNYA TARİHİ & COĞRAFYA
 :: Savaşlar
-
Buraya geçin: